Biyografya
Cemal Süreya

Cemal Süreya

Doğum
1931
Erzincan, Türkiye
Ölüm
9 Ocak 1990
İstanbul, Türkiye
Eğitim
Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi
Diğer İsimler
Cemalettin Seber

Şair, yazar, çevirmen (D. 1931, Erzincan – Ö. 9 Ocak 1990, İstanbul). Tam adı Cemalettin Seber’dir. Şiir ve yazılarında Cemal Süreya adını kullandı. Nakliyecilikle geçinen Erzincanlı bir babanın dört çocuğunun en büyüğüdür. Ortaokul çağına kadar hastalıklı ve cılız bir çocuk olan Cemal Süreya’nın ailesi, 1934 yılında çıkarılan Yasak Bölgeler Kanunu uyarınca, 1938 yılında zorunlu iskana tâbi tutuldu, zorunlu iskan yeri Bilecik’ti. Ailesi, Erzincan’daki malvarlığını satıp jandarma kontrolünde yapılan bir tren yolculuğundan sonra Bilecik’e geldi. Burada yirmi yıl zorunlu ikamete tâbi tutuldular. Bu süre, sonradan çıkarılan aflarla kısaltıldı. Cemal Süreya 1938 yılında, yani sürgünün altıncı ayında annesini kaybettiğinde yedi yaşındaydı. 1939 yılında ilkokula başladı. Babası oğlunun İstanbul’da okumasını istediği için, İstanbul’daki halasının yanına gönderildi. Burada Beyoğlu 37. İlkokuluna başladı. İstanbul’a gönderdiği oğlunun başına bir şey gelmemesi için, babası bir yıl sonra babaannesini ve iki kız kardeşini de İstanbul’a gönderdi. Bir yıl sonra da kendisi gelip bir işte çalışmaya başladı. Fakat bir akşam eve gelen polisler aileyi tekrar Bilecik’e gönderdi. 1942 yılında ailesiyle birlikte Bilecik’e dönen Cemal Süreya, 1941-42 ders yılının ikinci döneminde Bilecik Birinci İlkokulunun üçüncü sınıfına kaydedildi. Babası bir süre sonra, Esma adında bir hanımla ikinci evliliğini yaptı. Esma Hanım, Cemal Süreya ve kardeşlerinin hayatında silinmeyecek izler bıraktı. 1944 yılında ortaokula başladı. Ortaokul birinci sınıfta, üvey annesinin zulmünden kurtulabilmek için babasından habersiz parasız yatılı sınavlarına girdi, sınavı kazanıp aynı okulun parasız yatılı bölümüne geçti. Süreya, 1947-48 ders yılında yine parasız yatılı olarak Haydarpaşa Lisesine kaydoldu. Liseye kaydolduğu yıl ailesi Bilecik’ten Bursa’nın İnegöl ilçesine göçtü. 1950 yılında Haydarpaşa Lisesinden mezun oldu.

Bu dönemde, ikinci eşi Esma’dan ayrılan babası, Refika Hanımla üçüncü evliliğini yaptı. Refika Hanım, Esma’nın aksine iyi kalpli bir insandı. Cemal Süreya ve kardeşlerine gerçek bir anne gibi davrandı. Cemal Süreya 1950 yılında burslu olarak Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesine kaydoldu, Haziran 1954’te Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu. Ortaokul yıllarından tanıdığı Seniha Nemli’yle 7 Kasım 1954’te evlendi. Bu evlilikten Ayça adında bir kızı oldu. Cemal Süreya, 25 Kasım 1954’te Eskişehir Vergi Dairesinde çalışmaya başladı. 8 Ağustos 1955’te girdiği Maliye Bakanlığı müfettişlik sınavını kazanarak Maliye Müfettiş Muavini olarak İstanbul’a atandı. 1957 yılında babası, geçirdiği bir trafik kazasında hayatını kaybetti. 7 Ekim 1958’de girdiği yeterlilik sınavını kazanarak Beşinci Sınıf Maliye Müfettişliği’ne atandı. Temmuz 1959’da askere gitti. 31 Aralık 1959’da asteğmen, 30 Haziran 1960’ta teğmen oldu, askerlik hizmetini 31 Aralık 1960’ta tamamladı. Askerliğini yaparken fark derslerini vererek hukuk diploması aldı.

Cemal Süreya, 1 Ağustos 1960’ta, sonradan değişik aralıklarla çıkardığı Papirüs dergisinin ilk sayısını yayımladı. Dört sayfalık tabloid bir dergi olan Papirüs ikinci sayısından sonra kapandı. Sekiz aylık bir aradan sonra Mayıs 1961’de Papirüs’ü tekrar çıkardı. Bu sefer üç sayı süren Papirüs, Temmuz 1961’de yeniden kapandı. Süreya, 1961 yılında Maliye Bakanlığı tarafından bir yıllığına Paris’e gönderildi. Yurda döndükten sonra İstanbul’a (1964) tayin edildi.

Ancak, Sezai Karakoç’la yaptıkları memuriyetten istifa edip kendini edebiyata adama çerçevesindeki sohbetler sonunda Sezai Karakoç 11 Haziran 1965’te, Cemal Süreya 31 Temmuz 1965’te memuriyetten istifa etti. Sezai Karakoç’la Siyasal Bilgiler Fakültesindeki öğrencilik yıllarında tanışıp arkadaş olan Cemal Süreya, onunla ilişkisini ölünceye dek koparmadı. Arkadaş sohbetlerinde adını en çok andığı şair Sezai Karakoç’tu. İstifa ettikten sonra geçimini temin için tercüme yapmaya başladı. Bu tarihten sonra tercüme yapmak hayatındaki değişmez işlerden biri oldu.

1 Haziran 1966’da Papirüs dergisini üçüncü defa çıkarmaya başladı. Derginin adı ilk başta “Ararat” olarak plânlandı. Fakat Ermenilerin Ağrı Dağı’nı “Ararat” adıyla geri istediklerini öğrenmesi üzerine, el ilânlarında derginin adı “Ararat” olarak duyurulmuş olmasına rağmen, dergiyi yine Papirüs adıyla çıkarma karına vardı. Papirüs bu dönemde, Haziran 1966’dan Mayıs 1970’e kadar aylık bir dergi olarak düzenli bir şekilde çıktı. Bu süre içinde tek aksama Ocak 1970’te çıkması gereken kırk üçüncü sayının Şubat ayına sarkmasıdır. Kapanışında dergi 46.-47. sayısındaydı. İlk iki yıl elli altı sayfa çıkan dergi, yirmi beşinci sayıdan itibaren bir süre seksen sayfa olarak çıktı. Daha sonra altmış dört sayfaya indi. 45. sayıdan itibaren elli dört sayfa oldu.

İlk eşinden boşanması yedi yıl süren Cemal Süreya, ikinci evliliğini, Elif Sorgun adıyla şiirler yazan Zuhal Tekkanat’la yaptı. Zuhal Tekkanat’la evlenmeden önce, Zuhal Tekkanat’tan, “istediğinde boşanmayı kabul edeceğine dair” yazılı bir belge aldı. Bu belgeyi aldıktan sonra Ağustos 1967’de İstanbul’da, Zuhal Tekkanat’la ikinci evliliğini yaptı. Bu evlilikten oğlu Memo Emrah dünyaya geldi. (23 Kasım 1969)

1971 yılında tekrar Maliye Bakanlığındaki memuriyetine döndü, İstanbul Hocapaşa Vergi Dairesi Kontrolörlüğünde göreve başladı. Birkaç ay sonra Maliye Tetkik Kurulu üyesi olarak Ankara’ya tayin edildi, 20 Mart 1972’de bu göreve başladı. Kuruldaki görevi Türkiye Maliye tarihini yazmaktı. 7 Şubat 1975’te İstanbul Darphane ve Damga Matbaası Müdürlüğüne getirildi. Bu arada Zuhal Tekkanat’tan ayrıldı. İstanbul Darphane görevine başlamadan bir hafta önce Balıkesir’de Güngör Demiray’la üçüncü evliliğini yaptı (Şubat 1975). 1975’in sonlarında Güngör Demiray’dan boşandı. Eylül 1975’te tekrar Maliye Tetkik Kurulu üyeliğine geri döndü. 1975 yılında eski eşlerinden Zuhal Tekkanat’la yeniden evlendi. Bu seferki evlilikleri yaklaşık dört yıl sürdü.

Mart 1977’de kurucularından biri olduğu Türkiye Yazıları dergisinin başına getirildi. İki sayı sonra buradaki sorumluluklarını devrederek bu dergiden ayrıldı. 1974 yılından itibaren başyazılarını yazdığı Oluşum dergisini 1977 yılında bir süre yönetti. Oluşum, Papirüs’ten sonra başyazı yazdığı tek dergidir. Mayıs 1974’ten Temmuz 1978’e kadar Oluşum’da düzenli yazan Cemal Süreya, bu tarihten sonra bu dergide bir defa yer aldı: “Ne Var Ne Yok” (Haziran 1987).  

1977 yılında Politika gazetesinin sanat sayfasında haftada bir yazdığı “Günübirlik” yazılarıyla gazete yazarlığına başladı. 8 Ocak 1978’den itibaren Yeni Ulus gazetesinde haftada altı gün köşe yazısı yazdı. Mart 1979-80 arası Aydınlık gazetesinde yazdı. 1978 yılında, ölünceye kadar evli kalacağı son eşi Birsen Sağnak’la evlendi. Aynı yıl Kültür Bakanlığında, Kültür Bakanlığı Kültür Yayınları Danışma Kurulu üyeliği yaptı. Daha sonra başmüfettiş olarak İstanbul’a tayin edildi. İstanbul’daki başmüfettişlik görev yeri Karaköy Maliye Dairesiydi.

1980 yılında Papirüs’ü üç aylık sürelerle tekrar yayımlamak istedi. Bahar sayısı olarak çıkan ilk sayısı 11 Nisan 1980’de yayımlandı. Bu sayıdan sonra Papirüs 15 Mart 1981 tarihinde son defa bir sayı daha çıkabildi. 

2 Şubat 1982’de, yirmi beş yıllık çalışmadan sonra yüksek bir bürokrat olarak emekli oldu. Emeklilikten sonra kısa bir süre (altı buçuk ay) Ortadoğu İktisat Bankasında yönetim kurulu üyeliği yaptı ve bazı ansiklopedilerde çalıştı. Bir süre Yurt Ansiklopedisi bünyesinde çıkan Walt Disney Ansiklopedisi’nin yönetmenliğini yaptı. Burada çalışırken, yayınevi müdürünün, “Cemal Bey, daha düzgün bir Türkçeyle yazamaz mısınız?” demesi üzerine işini bıraktı. Bir yıl süreyle Meydan Larousse’un ikinci ek cildinin hazırlanmasına katıldı. Bu işten sonra ANSA Omnis Ansiklopedisi’nde çalıştı. Buradaki işi 1984 yazından 1985 yazına kadar sürdü. Yirmi altı yıllık çalışma hayatında yirmi sekiz kez ev değiştirdi. Elli dokuz yaşında bir beyin kanaması sonucunda öldü, İstanbul’da, Kulaksız mezarlığında toprağa verildi.

  Şiire çocuk yaşlarda ilgi duyan Cemal Süreya’nın ilk şiir denemeleri aruz vezniyleydi. Lisedeyken üzerinde ciddi bir etki uyandıran ilk şiir, Ahmet Muhip Dıranas’ın “Kar” başlıklı şiiridir. Yayımlanan ilk şiiri “Şarkısı Beyaz” Siyasal Bilgilerin okul dergisi Mülkiye’de çıkmıştı (Mülkiye, s:11, 8 Ocak 1953). Sonra bu dergide üç şiiri daha yayımlandı:  “Di Gel”  (Mülkiye, s:14, 8 Nisan 1953), “Çıkmaz Sinir” (Mülkiye, s: 15, 8 Mayıs 1953), “Ölmüştük” ( Mülkiye, s: 16-17, 15 Haziran 1953).

  Siyasal Bilgiler Fakültesinde, Sezai Karakoç’la yakın arkadaşlık kuran Cemal Süreya; Sezai Karakoç, Turgut Uyar ve Edip Cansever’le birlikte İkinci Yeni şiirinin öncülerinden biri kabul edildi. Yazdığı şiirlerle modern şiirimizin ustalarından biri oldu.

  Yazı hayatı boyunca deneme ve eleştiri yazıları Cemal Süreya’nın şairliğinin önemli bir parçası oldu. Şiirimize ilişkin en önemli yazılarını Şapkam Dolu Çiçekle (Haziran 1976) topladı. Anı, günlük, deneme, eleştiri karışımı günlükleri bile şiirimizin kavranışı açısından belirli bir önem arz eden Cemal Süreya, şiirimiz ve şairlerimiz hakkında en çok yazan, görüş bildiren şair ve yazarlarımızdan biridir. Cemal Süreya’nın yazı hayatı boyunca şiir ve yazılarını yayımladığı dergi ve gazeteler şunlardır: Mülkiye, Kaynak, Yeditepe, Pazar Postası, Yenilik, Evrim, Şiir Sanatı (Sezai Karakoç’un Diriliş’ten önceki dergisi), Gökyüzü, Yapraklar, Soyut, Papirüs, Türk Dili, Oluşum, Yusufçuk, Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık, Saçak, 2000’e Doğru, Maliye Yazıları, Milliyet Sanat, Hürriyet Gösteri, Şiir Atı, Gergedan, Argos, Çocukça, Yazko Edebiyat, Somut, Bravo, Hürgün, Cönk, Gözde Kadın, Yeni Yaprak, Beyaz Perde.

  Edebiyat dünyamızın en verimli yazarlarından biri olan Cemal Süreya, yazı hayatı boyunca pek çok takma ad kullandı. Bugüne değin tespit edilenler şunlardır: Osman Mazlum, Adil Fırat, Ali Fakir, Ali Hakir, Ahmet Gürsu, Hüseyin Karayazı, Birsen Sağanak, Dr. Suat Hüseyin, Hasan Basri, Genco Gümrah, Suna Gün. Kimi dergi yazılarında da ad kullanmadı. Takma adlarr, çok yazmanın getirdiği biçimsel bir zorunluluk oldu onu için. Desen ve karikatürlerinde de Cemasef ve Charles Suares adını kullandı. Bir kısmı takma adlarla olmak üzere kırktan fazla kitap çevirdi.

  1958 yılında ilk kitabı Üvercinka ile Yeditepe Şiir Ödülünü Arif Damar’la paylaştı. İkinci kitabı Göçebe’yle Türk Dil Kurumu 1966 Edebiyat Ödülünü, Sıcak Nal ve Güz Bitigi kitaplarıyla 1988’de Behçet Necatigil Şiir Ödülünü kazandı. Bazı kitapları ölümünden sonra yayımlanan Cemal Süreya’nın, adına konmuş bir şiir ödülü bulunmaktadır.

Cemal Süreya İçin Ne Dediler?

“Sevda Sözleri, yaşama yönelik bir şiir. Varolma, ancak yaşam düzeyinde algılanır. Bazen yaşıyor olmak da yetmez. Göçüp gitmiş insanlar ve medeniyetler bu noktada çok önemlidir. Onlar vardı, biz bunu kalıtlarından dolayı biliyoruz, Cemal Süreya da vardı, yaşarken bilincindedir. Bu, yalnızca basit bir indüksiyon yöntemidir. Gerçekte, zavallı bir çaba. Varoluş ve medeniyet bu noktada birleşiyor tam olarak. Ama bütün bunlar üçüncü kitapta başlıyor. Bundan önce, yaşamayı, ancak ‘öteki’nin bedeniyle duyumsayan Süreya, gözünü geçmişe dikiyor. Güzin’le Süheyla’nın adı anılmaz oluyor artık. Geçmiş, şair için şimdiden daha anlamlı olmasını beklediği bir mekân. Mekân diyorum çünkü biz ruhun ölümsüzlüğüne ve zamanın yaratılmış olduğuna inananlar için geçmişin şimdiden farkı yoktur. Zaman, insanın imtihanı için uygun koşulları sağlayan bir araçtır. Oysa, şiirinin bize anlattığı kadarıyla, Süreya’nın Tanrısı o ölünce ölmüştür. Geçmiş de, doğallıkla, toprağın arasında yatan kemiklerden ve medeniyet kalıntılarından ibarettir. Geçmişin anlamına yaklaşmanın yolu, şairin kinestetik bir algı biçimi olmasıyla bağlantılı olarak, dokunma duyusuna ağırlık vermektir. Bu karanlık mezardan insanın kurtarabildiği her taş parçası, bir heykelcik, bir gözyaşı şişesi insanın geçmişle bağını somutlaştırır. Üstelik sadece bunlar somutlaştırır. Medeniyet kalıntılarında, insan kendi geleceğini görür. Bedeni çürüyecek ama, sözgelişi, dokunduğu bronz yaşayacaktır. Çürüyecek olan bedeni bekâya kavuşturmanın tek yolu, bu yüzden kaçınılmaz olarak, nesneyle bağları güçlendirmektir.” (Hayriye Ünal)

***

 

“İstanbul'da elimi kaldırdım

Biraz içkiliydim, biraz sevdalı, biraz da minareli'

 

dizeleriyle adeta portresini çizen C. Süreya, yaşama ve sanata her zaman biraz içkili bakmış olsa da; ince zekâsı, sevecen yüreği, coşkusu ve baktığını iyi gören bir kültür adamının bilinciyle, Türkçenin tüm güzelliğini şiire taşıyarak şiirimizde nefis bir tat bırakmıştır. O her zaman sevdalıdır.. Sabahlarla akşamların buluştuğu saatlere, aşılıp kapanan kapılara, istasyonda havalanan kuşlara, dostlarıyla muhabbete, bir bardağı tutan ele, yaşadığı yerlere... Bir ömür sırtında sevdayı taşımak zor zanaattır. Bu zorlukları aşarken hüzünlendiği yerde umutsuzluk ve karamsarlık; yeislerden, mistik kapanışlardan uzaklaşarak yerini ironiye bırakır. Şiir aşktır ve bu aşk da kadınsız ayakta duramaz.

 

‘Güzelsin sevgilim,

Ama çok yakından!’

 

dediği sevgili; çağlar boyunca yaşamış olsa da şiirimizin tüm evrelerinde ete kemiğe bürünmeden var olmuştur şaire göre. 'Şapkam Dolu Çiçekle' adlı denemesinde; Divan şiirindeki sevgilinin adeta cinsiyetsiz göründüğünü, Servet-i Fünûn'da marazi, hececilerde aristokrat, kırk kuşağında halktan ve sınıf değiştirmiş biri, "garip'çilerde sokak hovardalığına indirgenmek istenen, alaysamayla eski şiirde yerilen sevgili kimlikleri çoğunlukla eksiktir. Ancak '1955'lerden sonra yazılan şiirlerde aşk teması yeni yükler, yeni zenginlikler kazanmıştır." (Arife Kalender)

***

"Cemal Süreya tanıştıklarından on beş yıl sonra Nihal Yeğinobalı'ya sordu: 'Beni neden sevmedin?'. Yeğinobalı verdiği cevabı şöyle anlatıyor: 'Seni çok sevebilirdim ama göze alamadım' dedim. Aramızda yaşanmamış bir aşk vardı." (Murat Batmankaya)

ESERLERİ:

ŞİİR: Üvercinka (1958), Göçebe (1965), Beni Öp Sonra Doğur Beni (1973), Sevda Sözleri (1984; diğer kitaplara girmeyen şiirleriyle yeni basımı: 1990), Güz Bitiği (1988), Sıcak Nal (1988).

DENEME: Şapkam Dolu Çiçekle (1976), Günübirlik (1982), 99 Yüz (1991), 999. Gün / Üstü Kalsın (1991), Folklor Şiire Düşman (1992), Uzat Saçlarını Frigya (Günübirlik’in yeni basımı, 1992), Aydınlık Yazıları / Paçal (1992), Oluşum'da Cemal Süreya (haz. Fahrünnisa Kadıbeşegil, 1992), Papirüs'ten Başyazılar (1992).

SÖYLEŞİ: Güvercin Curnatası (haz. Nursel Duruel, 1997).

MEKTUP:Onüç Günün Mektupları (eşine yazdığı mektuplar, 1990).

ANTOLOJİ: Mülkiyeli Şairler (1966), 100 Aşk Şiiri (1967).

ÇOCUK KİTABI: Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi (haz. Necati Güngör, 1993).

BAŞLICA ÇEVİRİLERİ: Gelinlik Kız (Ionesco), Sade'ı Yakmalı mı? (Simone de Beauoir), Günümüzde Sağcı Fikirler (Simone de Beauoir), İhtilalin Özü (Mao Zedung), Aşkın Suçları (M. de Sade), Palto (J. Cosmos), Yeşil Papa (Asturias), Gök Cephesi (N. Thin Dre), Küçük Prens (A. De Saint Exupery), 32 Saat Özgürlük (G. Hernadi), Amerika Birleşmemiş Devletleri (V. Pozner), Emperyalizm (Lenin), Vadideki Zambak (Balzac), Goriot Baba (Balzac), Millî Kurtuluş Cephesi (D. Bravo), Dine Karşı Düşünce (A. Bayet), Bir Aşk Kırgınının Şarkısı (Apollinaire), Gönül ki Yetişmekte (G. Flaubert), Meyhane (Emile Zola), Nekrassov (J. P. Sartre), Büyük Ahlâk Öğretileri, Toplum Bilim (Bouthalle), Bir Tanem (F. Morceau), Kırmızı Balon (Lamorisse), Çin Uyanınca (A. Peyrefitte), Mutluluk Getiren Seks, Emeğin ve Emekçilerin Tarihi (P. Birzon), Faşizmin Analizi, Zevk Alma Hakkı, Seks İncelikleri, Homoseksüellik, Eski Evler Eski Adamlar, Kürtler (Nikitin), Nostradamus (J. C. De fontbrune), Yürek ki Paramparça (çeviri şiirler, haz. Eray Canberk).

Eserlerinin toplu basımları Yapı Kredi Yayınları tarafından yapılmaktadır. Bu diziden çıkan kitaplar: Yürek ki Paramparça (çeviri şiirler, 1995), Günler (1996), Güvercin Curnatası (1997), Toplu Yazılar I / Şapkam Dolu Çiçekle ve Şiir Üzerine Yazılar (2000), Sevda Sözleri / Bütün Şiirleri (2000).

KAYNAKÇA: Sezai Karakoç / Cemal Süreya’nın Çıkışı (Pazar Postası, sayı: 27, 6.7.1958) -Edebiyat Yazları-II (1986), Mücellidoğlu Ali Çankaya / Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler-VI (1969), Hüseyin Atabaş / Okul Kitaplarına Girmeyen Şiirler (Barış, 23 Şubat 1974), Milliyet Sanat Cemal Süreya Özel Sayısı (sayı: 233, 1.2.1990), Hürriyet Gösteri Cemal Süreya Özel Sayısı (sayı: 111, Şubat 1990), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007), Feyza Perinçek / Cemal Süreya Arşivi (1991), Yaşasın Edebiyat Cemal Süreya Özel Sayısı (sayı: 15, Ocak 1999), Broy Cemal Süreya Özel Sayısı, Erdoğan Alkan / Cemal Süreya ve Fransız Şiiri (Varlık, sayı: 1001, Şubat 1991) - Bir Yakın Arkadaş Olarak Cemal Süreya (Varlık, sayı: 1156, Ocak 2004) - Şair ve Çevirmen Cemal Süreya (Yasak Meyve, sayı: 11, Ocak-Şubat 2004), Muzaffer Buyrukçu / Cemal Süreya’yla Bir Gün (Varlık, sayı: 1000, Ocak 1991) -Cemal Süreya’yla Papirüs’te (Varlık, sayı: 1036, Ocak 1994), Necati Güngör / Cemal Süreya’nın Öğrencilik Yılları (Hürriyet Gösteri, sayı: 133, Aralık 1991), Hulki Aktunç / Öleceğine İnanmazdım (Cumhuriyet Kitap, sayı: 98, 9.1.1992), Tevfik Taş / Çalıntı Şiirler (Gerçek, yıl: 2 sayı: 8, 15.1.1993), Muzaffer İlhan Erdost / Üç Şair: Nazım Hikmet, Cemal Süreyya Ahmet Arif (1994), Feyza Perinçek -Nursel Duruel / Cemal Süreya (1995), Vitrindekiler (Cumhuriyet Kitap, 26 Kasım 1998), Sennur Sezer / Onüç Günün Mektupları (Cumhuriyet Kitap, 24 Aralık 1998), Zühal Tekkanat / Dostlarının Kaleminden Cemal Süreya'nın Portresi (1998), Mehmet Kaplan / Cumhuriyet Devri Türk Şiiri (1973) - Şiir Tahlilleri-II (8. bas., 1999), Mehmet H. Doğan / Şimdi Uzaklardasın (1999), Hasan Akarsu / Şiirler Değdi Sevdaya (2000) - Şiirin Kanatlarında Mektuplar (2001), Cevat Akkanat / Gelenek ve İkinci Yeni Şiiri (2002), Mehmet Nuri Yardım / Edebiyatımızın Güleryüzü (2002), Nursel Duruel / A'den Z'ye Cemal Süreya (2003), Tomris Uyar / Gündönümü-Bir Uyumsuzun Notları I-II (2003), Arife Kalender / Cemal Süreya Şiirine Toplu Bakış (Cumhuriyet Kitap, 9.1.2003), Hayriye Ünal / Section d’Or: Cemal Süreya Şiiri (Kırklar, Temmuz-Ağustos 2003), Selim Temo / Cemal Süreya Şiirinde Çapkınlık ve Bedenin Ekonomi Politiği (Yasakmeyve, sayı: 5, Kasım-Aralık 2003) - Cemal Süreya Şiirinde Erotojenik Bir Yüzey Olarak Beden (Yasakmeyve, sayı: 7, Mart-Nisan 2004), Yakup Altınyaprak / İkinci Yeni Cemal Süreya mıdır? (Dergâh, sayı: 177, Kasım 2004), İhsan Işık / Ünlü Edebiyatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 4, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).